manisa davası

atticus finch
"manisalı gençler davası" olarak da bilinir.

26 aralık 1995'te yaşları 14-17 arasında değişen 16 liseli genç, geceyarısı evleri basılarak, aileleri tehdit edilip tartaklanarak gözaltına alındılar ve manisa emniyet müdürlüğüne götürüldüler. gözaltı sebebi olarak duvara yazdıkları "parasız, eşit, bilimsel eğitim istiyoruz" "yaşasın halkların kardeşliği" gibi sloganlar gösterilmişti. bu 16 çocuğa gözaltında sorguda jop ve elektrik kullanılarak uygulanan, cinsel şiddeti de içeren çeşitli yöntemlerle işkence edildi.

kısa süren yargılama işlemi sonucunda 16 gence 76 yıl hapis cezası verilmişti. sonrasında temyize gidildi ve yargıtay 11 lise ve ortaokul öğrencisi için işkence sebebiyle cezayı bozdu. bunda işkencenin çok aleni ve açıktan yapılmış olmasının ve işkenceye tanık olan bir chp milletvekili olmasının büyük payı vardır. (bkz:sabri ergül) diğer 5 liseli genç ise 2 yıl 2 ay hapis yatmaktan kurtulamadı.

çocukların aileleri temyizden sonra 10 işkenceci polis hakkında dava açtı. manisa belediye başkanı bülent kar'ın da işkencecileri savunmak üzere katıldığı dava 11 mart 1998'de yeterli delil olmadığı söylenerek beraatle sonuçlandı. sonra yargıtay ab raporu üzerine bu kararı bozdu ve dava avrupa insan hakları mahkemesi gözetmenliğinde yeniden açıldı. mesele gerek tr basınında gerekse uluslararası basında yankı bulmuştu. duruşmalara ihd, mazlumder, barolar ve solcu örgütlerden gelen binlerce vatandaş katılmaya başlamıştı. hatta almanya'da türklerin bu konu üzerinden örgütlenmesi üzerine liseliler bir protesto yürüyüşü bile yaptı. çok uzun süren ve çocukların ailelerini şehir şehir gezdiren yargılama süreci sonucunda işkenceye karışan 10 polis 2004 senesinde 5 ila 10 yıl arasında ceza aldı. işkenceye uğrayan liseli çocuklar ise senelerce psikolojik tedavi gördü.

sabri ergül'ün ifadesinden:

"çığlığın geldiği koridora girdim. orada karşılaştığım manzara gözümünden önünden gitmiyor… yerde çırılçıplak, ıslak battaniyeler içinde iki kız iki erkek gözleri bağlı yatıyor…"

olayda işkence gören gençlerden biri olan emrah sait erda şöyle anlatıyor:

"polisler beni gözaltına aldığında çok önemsemedim. bir iki güne çıkacağımı düşünüyordum. çünkü saçma sapan bir nedenle orada olduğumu biliyordum. ancak polisler bana silah, top, roketatar gibi şeyler sormaya başladığında olayın o kadar basit olmadığını anladım."

edit - eklemeyi unuttum. bu olayların yaşandığı dönemde içişleri bakanı bazılarınızın şimdi öve öve bitiremediği meral akşenerdi. bu ülkede sizin bilmediğiniz böyle daha neler yaşandı neler. sözcü'den başınızı kaldırın da azıcık gerçek türkiye cumhuriyeti tarihini araştırın.
2